Günümüz iş dünyasında dijitalleşme ve esnek çalışma modellerinin artmasıyla birlikte, freelance yani serbest çalışma giderek daha fazla tercih edilen bir çalışma biçimi haline gelmiştir. Ancak freelance çalışmanın artan popülaritesine karşın, bu alandaki hukuki hak ve yükümlülüklerin tam anlamıyla bilinmediği sıkça gözlemlenmektedir. Serbest çalışanlar için hakların korunması, büyük ölçüde doğru sözleşme yapma alışkanlığına ve ilgili yasal düzenlemelere hâkimiyete bağlıdır.
HUKUKİ STATÜ: ESER Mİ HİZMET Mİ?
Freelance çalışmanın hukuki niteliği, Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde genellikle iki sözleşme türü ile tanımlanır: eser sözleşmesi ve hizmet sözleşmesi. Eser sözleşmesinde önemli olan, belirli bir sonucun ortaya çıkarılmasıdır (örneğin bir grafik tasarım hazırlanması). Hizmet sözleşmesinde ise çalışan, belli bir süre boyunca düzenli hizmet sunması söz konusu olabilecektir. (örneğin danışmanlık hizmeti).
Bu ayrım, hak ve sorumlulukların belirlenmesinde büyük rol oynar. Hangi sözleşme türünün kurulduğu, tarafların hak arama yolları ve sorumluluklarını da doğrudan etkiler.
FREELANCE ÇALIŞMALARDA SÖZLEŞME ZORUNLU MUDUR?
Freelance çalışmalarda sözleşmenin yazılı olarak yapılması, geçerlilik şartı olmamakla birlikte ispat açısından büyük önem taşır. Yazılı bir sözleşme, yalnızca tarafların karşılıklı taahhütlerini belgelemekle kalmaz; aynı zamanda olası bir uyuşmazlık durumunda delil niteliği taşıyarak sürecin daha sağlıklı yürümesini sağlar. Teslim tarihi, ödeme şekli ve işin kapsamı gibi hususların açıkça belirtilmesi, her iki tarafın da haklarını korur. Yazılı sözleşme yapılmadığında ise, freelance çalışanların emeğinin karşılığını alması ve hak iddiasında bulunması daha zor hale gelebilir.
ÖDEME GECİKMELERİ VE ALACAK HAKKI
Freelancerın işini zamanında ve eksiksiz olarak teslim etmesine rağmen ödeme yapılmaması durumunda, Türk Borçlar Kanunu kapsamında alacaklı sıfatıyla borçluya karşı ihtar çekerek ödeme talebinde bulunması mümkündür. Bu ihtara rağmen ödeme yapılmazsa, serbest çalışan icra takibi başlatabilir ya da alacak davası açabilir. Ayrıca, gecikmiş ödeme için faiz talep etme hakkı da doğar. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi mi yoksa hizmet sözleşmesi mi niteliği taşıdığıdır. Çünkü sözleşme türüne göre uygulanacak hükümler, zaman aşımı süreleri ve ispat yükümlülüğü farklılık gösterebilir.
Bu süreçte işin teslim edildiğine, karşılıklı anlaşmanın varlığına ve ödeme yükümlülüğüne dair belge ve kayıtların (sözleşme, yazışmalar, fatura, teslim tutanağı vb.) eksiksiz olması, alacağın tahsilini kolaylaştırır. Her ne kadar yasal düzenlemeler serbest çalışanlara belirli haklar tanısa da, her olay kendi özgül koşulları içinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle hak kaybı yaşamamak adına, böyle bir durumda uzman bir avukattan hukuki destek alınması tavsiye edilir.
FREELANCERIN TELİF HAKLARI
Freelance çalışanların önemli bir bölümü; grafik tasarımlar, yazılı içerikler, yazılım kodları, illüstrasyonlar ve benzeri özgün ürünler ortaya koyar. Bu tür eserler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında “eser” niteliği taşıdığı ölçüde, hukuken koruma altındadır. Kanunun genel hükmüne göre, bir eserin mali ve manevi telif hakları, onu meydana getiren kişiye yani eser sahibine aittir. Bu hakların üçüncü kişilere – özellikle işverene veya hizmet alan tarafa – devri ise yalnızca yazılı bir sözleşmeyle ve açıkça belirtilmek suretiyle mümkündür.
Açık bir düzenleme yapılmaksızın telif hakkının devredildiği varsayılamaz; bu durumda eserin izinsiz kullanımı, telif hakkı ihlali olarak değerlendirilir ve ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir. Eser sahibinin izni olmadan eserin paylaşılması, çoğaltılması veya ticari kullanımı, hem maddi hem de manevi tazminat yükümlülüğü doğurabilir. Bu nedenle freelance çalışanların, iş tesliminden önce veya sözleşme yapılırken, telif haklarının devredilip devredilmeyeceği konusunda açık ve net hükümler içeren bir sözleşme yapmaları büyük önem taşır.
Özellikle bu tür özgün eserlerin üretildiği projelerde, önleyici hukuk kapsamında profesyonel hukuki danışmanlık alınması, ileride doğabilecek uyuşmazlıkların önüne geçer. Bu sayede freelance çalışan hem emeğini koruma altına almış olur hem de haklarını ihlal eden kişi ya da kurumlara karşı güçlü bir hukuki pozisyon elde eder.
FREELANCE ÇALIŞMALAR İŞ KANUNU KAPSAMI DIŞINDA MIDIR?
Freelance çalışanlar, klasik anlamda işçi statüsünde olmadıkları için İş Kanunu kapsamındaki işçilik haklarından doğrudan yararlanamaz. Ancak mahkemeler, çalışma ilişkisinde işverene bağımlılık, emir-talimat ilişkisi, düzenli ücret ödeme gibi unsurlar tespit ederse, bu ilişkiyi fiili iş akdi olarak kabul edebilir. Bu durumda freelancer, kıdem tazminatı, fazla mesai ve benzeri işçilik haklarından faydalanabilir.
VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜKLER
Serbest çalışanların çoğu, Gelir Vergisi Kanunu kapsamında mükellef sayılır. Bu bağlamda, elde ettikleri gelir için vergi beyannamesi vermekle yükümlüdürler. Ayrıca sürekli freelance hizmet sunan kişiler için serbest meslek kazanç defteri tutma ve fatura kesme yükümlülüğü de doğabilir.
SONUÇ
Freelance çalışma özgürlük sağlasa da, hukuki güvencelerden faydalanmak için yazılı sözleşme düzenleme disiplini hayati önem taşır. Telif hakkı, ödeme güvenliği, vergi yükümlülüğü ve iş ilişkisi niteliği gibi başlıklarda yaşanabilecek sorunlara karşı bilinçli adımlar atılmalıdır. Özellikle hak ihlalleri durumunda profesyonel hukuki danışmanlık almak, hem hak kayıplarını önleyecektir.