TAŞIYICININ HUKUKİ SORUMLULUĞU

Taşıma faaliyeti, yalnızca eşyanın bir noktadan diğerine sevki ile sınırlı olmayan, teknik bilgi, zaman yönetimi ve hukuki yükümlülüklerin iç içe geçtiği karmaşık bir süreçtir. Özellikle ulusal ve uluslararası ticarette, malın hasarsız ve zamanında teslimi, işletmeler açısından yalnızca operasyonel değil, aynı zamanda hukuki ve finansal bir zorunluluktur.

Bu çerçevede, taşıyıcının sorumluluğu, gerek Türk Ticaret Kanunu gerekse taşıma sözleşmeleri kapsamında ayrıntılı şekilde düzenlenmiş olup, taşıma sürecinde meydana gelebilecek ziya, hasar ve gecikme hallerinde taşıyıcının hukuki yükümlülüklerini açıkça ortaya koymaktadır.

Türk Ticaret Kanunu’nun 875. maddesine göre, taşıyıcı, taşımak üzere teslim aldığı eşyanın alıcıyateslimine kadar geçen süre zarfında, eşyanıntamamen kaybolmasından (zıya), zarar görmesinden (hasar)veya teslimindeki gecikmedendoğan zararlardanhukuken sorumludur.

Taşıyıcının sorumluluğu, eşyanın taşıyıcıya fiilen teslim edilmesiyle başlamakta ve nihai alıcıya teslim edilmesine kadar devam etmektedir. Bu süre zarfında meydana gelen:

  • Eşyanın tamamen kaybolması (ziya),
  • Kısmen veya tamamen zarar görmesi (hasar),
  • Kararlaştırılan sürede teslim edilmemesi (gecikme),

taşıyıcının tazminat sorumluluğunu doğurabilecektir.

Yasal düzenlemeye göre taşıyıcı, taşıma sırasında meydana gelen zarardan kusuruna bakılmaksızın sorumludur. Bu kapsamda taşıyıcının sorumluluğu, klasik anlamda “kusur sorumluluğu”ndan ziyade, objektif sorumluluk ilkesi çerçevesinde şekillenir.

Ancak bu sorumluluk mutlak değildir. Belirli şartların varlığı hâlinde, taşıyıcının tazminat sorumluluğu ya tamamen ortadan kalkmakta ya da sınırlandırılabilmektedir.

  • Gönderenin veya alıcının kusurlu davranışları (örneğin hatalı ambalajlama, yanlış yükleme talimatları),
  • Eşyanın doğası gereği zarar görmeye elverişli olması (örneğin sıcaklığa duyarlı, kolay bozulan ürünler),
  • Mücbir sebep halleri (doğal afetler, savaş, grev vb.).

gibi durumlarda meydana gelen zararın taşıyıcıya ne ölçüde atfedilebileceği, somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmelidir.

GECİKME HALİNDE ÜCRET İNDİRİMİ

Türk Ticaret Kanunu’nun taşıma hukukuna ilişkin hükümlerine göre, taşıyıcı, kararlaştırılan sürede teslimat gerçekleştiremezse ve bu durum taşıyıcının kusurundan kaynaklanıyorsa, zarar meydana gelmese dahi taşıma ücretinden indirim yapılması mümkündür.

Bu indirimin oranı, gecikme süresi ile orantılı şekilde hesaplanır. Ancak taşıyıcı, gecikmenin kaçınılmaz nedenlerden kaynaklandığını ve her türlü özeni gösterdiğini ispat ederse, bu takdirde ücret indirimi söz konusu olmayabilir.

SONUÇ

Taşıma sürecinde ortaya çıkabilecek zıya, hasar ve gecikme halleri karşısında taşıyıcının hukuki sorumluluğu, taraflar arasındaki ticari güvenin korunması açısından belirleyici önemdedir. Bu nedenle, taşıma sözleşmelerinin yasal çerçeveye uygun ve özenle düzenlenmesi, olası risklerin etkin şekilde yönetilmesini sağlayacaktır.

 

Paylaş

BASIN İŞ KANUNU KAPSAMINDA GAZETECİLERİN HAKLARI

Gazetecilerin çalışma hayatına dair koşullar, sosyal haklar ve mesleki güvenceleri, genel iş mevzuatından farklı olarak, yalnızca basın çalışanlarına özgü hükümler içeren 5953 sayılı Basın İş Kanunu çerçevesinde özel olarak düzenlenmiştir.

Daha Fazlası »

MURİSİN KREDİ BORCU VE HAYAT SİGORTASI

Günümüzde kredi kullanan bireyler için hayat sigortası, hem borçluyu hem de mirasçılarını koruyan önemli bir güvence mekanizmasıdır. Özellikle murisin vefatı sonrası kredi borcunun akıbeti, hem sigorta hukuku hem de miras hukuku bakımından önem arz etmektedir.

Daha Fazlası »

SİGORTA VE SINIRLI AYNİ HAK İLİŞKİSİ

Sınırlı ayni haklar Türk Ticaret Kanunu’nu madde 1456’da düzenlenmiştir. Bu düzenleme her ne kadar tüm sınırlı ayni haklar için ortak düzenlenmişse de esasında “rehin hakkı” ile yakından ilişkilidir. Rehin hakkı ile sigortanın ortak özelliği, sahibine teminat sağlamasıdır. Bu yakın ilişki göz önünde bulundurularak bu çalışmada sınırlı ayni hak ve sigorta ilişkisi değerlendirilmiştir.

Daha Fazlası »